Tür: Doğal koşullar altında üreyip fertil nesiller veren, üreme izolasyonu ile yakın akraba türlerden ayrılan, fenotipik olarak birbirine çok benzeyen bireylerin ait olduğu taksonomik katagoriye tür denir.
Ekosistem: Belli bir alanda yaşayan ve birbirleriyle sürekli etkileşim içinde olan canlılarla bunların cansız çevrelerinin oluşturduğu bütüne ekosistem denir. Ekosistem canlı ve cansız çevrenin tamamıdır.
Nesli tehlikede olan türler: Uygun koruma önlemleri alınmadığı takdirde yakın gelecekte nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan organizmalardır. Türlerin tehlikeye girmesine katkıda bulunan başlıca faktörler arasında habitat tahribatı, kirlilik, iklim değişikliği, aşırı tüketme ve diğer insan faaliyetleri yer almaktadır. Bir türün nesli tükenmekte olan olarak sınıflandırılması, popülasyonunun önemli ölçüde azaldığı ve neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu anlamına gelir.
Nesli tükenmekte olan türlerin korunmasının önemi, bireysel türlerin ötesindedir. Biyoçeşitlilik, yani Dünya üzerindeki yaşamın çeşitliliği, ekosistemin istikrarı ve dayanıklılığı için çok önemlidir. Bir türün kaybı, tüm ekosistem üzerinde kademeli etkilere sahip olabilir; diğer türleri ve hatta çeşitli kaynaklar için sağlıklı ekosistemlere bağımlı olan insan popülasyonlarını etkileyebilir.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) gibi uluslararası kuruluşlar, dünya çapında binlerce türün koruma durumunu kategorize eden bir Kırmızı Liste tutmaktadır. Türler, karşılaştıkları tehdidin düzeyine göre diğer kategorilerin yanı sıra “kritik düzeyde tehlike altında”, “tehlikede” veya “savunmasız” olarak sınıflandırılabilir. Koruma çabaları genellikle farkındalığı artırmaya, koruyucu önlemleri uygulamaya ve nesli tükenmekte olan türlerin azalmasına katkıda bulunan faktörleri daha iyi anlamak ve ele almak için araştırmalar yürütmeye odaklanır.
Türlerin korunması
Biyoçeşitliliğin korunması olarak da bilinen türlerin korunması, türlerin ve bunların yaşam ortamlarının yönetimi, korunması ve muhafaza edilmesidir. Türlerin korunmasının amacı nesli tükenmekte olan ve tehdit altındaki türlerin yok olmasını önlemek ve sağlıklı ekosistemleri sürdürmektir. Biyoçeşitlilik, yani Dünya üzerindeki yaşamın çeşitliliği, ekosistemlerin dengesinin ve istikrarının korunmasında önemli bir rol oynar ve her tür, bu karmaşık yaşam ağına katkıda bulunur.
Türlerin korunmasıyla ilgili bazı önemli hususlar ve stratejiler şunlardır:
- Habitatın Korunması
- Tür İzleme ve Araştırma
- Yeniden Yerleştirme
- Programları
- Toplumsal Katılım
- Eğitim ve Farkındalık
- Küresel İşbirliği
- İklim Değişikliğinin Azaltılması
- Sürdürülebilir Uygulamalar
- Araştırma ve Teknoloji
- Yasal Çerçeveler ve Düzenlemeler
- Yeniden Yerleştirme Programları
Özetle türlerin korunması, Dünya’daki çeşitli yaşam formlarının uzun vadede hayatta kalmasını sağlamak için bilimsel araştırmaların, yasal çerçevelerin, toplumsal katılımının ve uluslararası işbirliğinin bir kombinasyonunu gerektiren çok yönlü ve dinamik bir alandır.
Ekosistemlerin korunması
Ekosistemin korunması, Dünya üzerindeki yaşam çeşitliliğini korumaya yönelik daha geniş ve kapsamlı bir yaklaşımdır. Yalnızca tek tek türlerin değil, içlerindeki canlı organizmalar, fiziksel ortamları ve aralarındaki karmaşık etkileşimler de dahil olmak üzere tüm ekosistemlerin korunmasını içerir. Ekosistemler temiz su, hava temizleme, bitkilerin tozlaşması ve iklim düzenlemesi gibi temel hizmetleri sağlar. Ekosistemlerin korunması, gezegenimizin sağlığını korumak ve hem yaban hayatının hem de insan topluluklarının refahını sağlamak için hayati öneme sahiptir.
Ekosistemin korunmasına yönelik temel prensipler ve stratejiler şunları içerir:
- Biyoçeşitliliğin Korunması
- Habitatın Korunması
- Sürdürülebilir Arazi Kullanımı
- Restorasyon
- Korunan Alanlar
- Entegre Yönetim
- İklim Değişikliğinin Azaltılması ve Uyum
- Toplum Katılımı
- Eğitim ve Sosyal Yardım
- Küresel İşbirliği
Ekosistemin korunması ekolojik, sosyal, ekonomik ve politik faktörleri dikkate alan kapsamlı ve disiplinler arası bir yaklaşımı gerektirir. Mevcut ve gelecek nesillerin yararı için insani gelişme ile gezegenin ekolojik bütünlüğünün korunması arasında bir denge kurmayı amaçlamaktadır.